2006 Almanya Dünya Kupası

Yarın Dünya kupası başlıyor. Futbol ateşi bütün dünyayı sardı. Futbol artık bir sporun çok ötesinde. Beş kıtada büyük çoğunluk bu turnuvaya kilitlenecek. Ben geçen Dünya Kupasında tribün görevlisi idim. Bu heyecanı yakından yaşamak bambaşka bir duygu.

Geçen Dünya kupası için çok şey yazıldı söylendi. Benim görüşüm ise Türkiye, Dünya kupasına sadece futbolcularla hazırdı. Futbolcular fizik, teknik kondisyon ve moral olarak hazırdılar ve bunun mahsülünü de üçüncülük ile aldılar. 2002’de Türkiye’de ne medya, ne seyirciler dünya kupasına hazırdı. Bunu basının haberlerinde görmek mümkündü, nitekim bu takımla basının arasının açılmasına sebep oldu. Forma satış rakamları ise seyircilerin maça hazır olmadıklarının göstergesi idi. Aynı gruptan çıktığımız Brezilya ile yarı finalde tekrar karşılaşmamız bence fikstür hatasıydı.  Bunda stadların Kore ve Japonya’ya bölünmüş olması etken oldu. 2002’de Almanya ise kesinlikle finalı hak edecek futbol oynamadı. Doğu Asya’nın bütün dünyaya uzak olması her takıma bir külfet getirmişti. Şimdi maçlar Avrupada oynanacak. Turnuva başlamadan 1 ay önceden nerdeyse bütün dünya takımları hazırlık maçları için Avrupaya geldi. Bu turnuvaya bu sene katılmayan takımlar içinde iyi bir ortam oldu. Yeni Zellanda bile hazırlık maçları için Avrupa’ya geldi.

Kore ve Japonya takımlarının geçen dünya kupasındaki performansı göstereceğini sanmıyorum. Asya takımlarında öne çıkacak takım belki İran olacak, ancak gruptan çıkması zor gözükmesine rağmen diğer Asya takımlarına nispeten şanslı gözüküyor.

Geçen kupada kendi evinde yendiğimiz Japonya kendini iddialı görüyor, fakat bence şansları düşük. Brezilya grubun seri başı ve gruptan lider çıkmasına kesin gözle bakılıyor. İkincilik ise Hırvatistan, Avusturalya ve Japonya arsında çekişmeli geçeceğe benziyor. Hırvat futbolu, futbol tarihi, tecrübe ve seyircisi gibi avantajlara sahip fakat hazırlık maçlarında Avusturalya güzel performans gösterdi. Japonya ise iki senedir süren hazırlık maçlarındaki performansı hiç de göz doldurmuyor ve golcü sıkıntısı ile kalecilerin hatalı gol yeme kurbanı oluyorlar. Japonya’yı bu kupaya Beyaz Pele Zico hazırladı. Zico’nun futbolculuğundaki performansını teknik direktörlüğünde göremiyoruz. Fransız teknik direktör Torseir (Torşe)’yi ağır eleştiri bombardımanına tutarak ele aldığı Japonya Milli Takımında dört senedir takıma kazandırılan futbolcu bazında aslında Torseir’nin mirasını yediğini söyleyebiliriz. Sponsor desteğini de arkasına alan Japon futbolcular Avrupa liglerinde oynuyorlar ve tecrübelerini arttırdılar. Fakat, Japonya liginden gelen oyuncularda bu performansı göremiyoruz, çok kolay hata yapıyorlar. Bunda Japon liginin kaltesinin bizim ikinci lig ayarında olduğundan kaynaklanıyor. Şu sıralar dünyanın her yerinden özellikle Brezilya’dan gelen futbolcularla dolu Japonya ligi. Bir ara Fener’e gelen Washinton da şimdi burada oynuyor. Ligin seviyesi için şöyle bir örnek vereyim, şimdilerde lise takımından direkt milli takımlarına oyuncu girebiliyor. Gelecekte Japonya liginin gelişmesine paralel olarak Japon milli takımının da kalitesi artacaktır. Ekonominin gelişmiş olması ve halkın spor malzemelerine olan harcamaları ve maça gitme oranı düşünüldüğünde futbolun Japonya genelinde daha yaygınlaşması ile korkunç bir sektöre dönüşeceği kesin. Şimdilerde futbol beyzbolun gölgesinde kalmış durumda.

Ben bu kupada gruplardan ağırlıklı olarak Avrupa takımlarının çıkacağını düşünüyorum. Kupa ise yine Brezilya’nın olacak gibi gözüküyor. Elemelere çıkacak takımların ise şunlar olacağını tahmin ediyorum:

Almanya, Ekvador, İngiltere, İsveç, Arjantin, Hollanda, Portekiz, Meksika (Angola ve İran siyasi açıdan kazanmak için daha hırslı olacaklar gibi, bunun futbol olarak yansıması bu grupta süpriz olabilir.) A.B.D. Çekoslovakya, Brezilya, Hırvatistan, Fransa, Togo, Ukranya, İspanya.

Finali kim oynar? Bunu tahmin etmek çok zor, ancak Brezilya ve Arjantin arasında olabilir.

Turhan Doğan
turhan-sufizmveinsan@hotmail.com
Tokyo -
13.06.2006
http://sufizmveinsan.com

 


Üst Ana sayfa e-mail