Mars'ta Yazlık Almak İster misiniz?

Discovery kanalı bir program yayınladı. Bu programda insanlığın 100 senede Mars gezegenini dünya gibi yeşil bir çevreye kavuşturmasının mümkün olduğu anlatıldı. İlk planda Mars’a gidecekler bir hayli zor şartlarla karşılacak gibi gözüküyor. Özel giysiler, maskeli solunum ve gıda açısından dünyaya bağımlı bir yaşam tarzı.

Kurulacak tesisler ile Mars’ın toprağında donmuş halde bulunan suyu eritip kullanılabilir hale getirmek ve zamanla yapay bir atmosfer oluşturarak sıcaklığı artırmak var. Böylece toprakta tutulan suyun eriyerek yüzeye çıkması ile nehirler ve göllerin oluşturabilinir deniyor. Daha sonra seralarda yetişen bitkilerin topraklarda yetiştirilebileceği bir dönem başlayabilirmiş. Böylece oksijen sorununun da çözülmesi mümkün gibi gözüküyor. Ayrıca getirilen bitkilerin Mars’a daha kolay uyum sağlaması için genetik modifikasyona tabi tutulabilinir. Bütün bu sürecin yüzyıl gibi kısa bir sürede tamamlanacağını savunan bilim adamları var. İlk plandaki yerleşimcilerin ise siyasi nedenlerle gidebilecekler veya yükümlüler olabileceği düşünülüyor.

Şimdilik Mars yolculuğunda en önemli engel yolculuk sırasındaki, güneş patlamalarından yayılan radyasyon, parçacıklar ve kozmik ışınların insan bedenini riske sokacak olması. Bu uzay yolculuğuna çıkacakların kanser riski aşırı derecede artması muhtemel. NASA’nın bu konuda da yoğun bir araştırma programı varmış. Diğer yandan eğer Güneş’in bu zararlı ışınımlarından koruyacak giysiler üretilirse aslında kozmik ışınımların yaratacağı risk oranının dünyada geçecek aynı süreden daha az risk taşıdığını savunan görüşlerde var. Bütün bu engeller aşılıp Mars’ta koloni kurulması durumunda Amerika’nın keşfiyle başlayan keşifler macerasının Mars’a yerleşimle devam edeceği düşünülüyor. Ne dersiniz, Mars’ta yaşamak ister miydiniz?

Benim bu programı seyrederken düşündüğüm ise dünyayı hergün yaşanmaz hale getiren insanlığın Mars’ta bakir bir dünya kurma hayalleri. Eldekinin değerini kıymetini bilmemek. Bugün insanlığın sahip olduğu bilgi ve teknoloji ile çölleri yağmur ormanlarına dönüştürmek mümkün iken eldeki sağlıklı ortamlar bile birer birer kaybediliyor. İnsanlar sağlık için en kötü şehir ortamlarında yaşarken kırsalda yaşamak daha zorlaşıyor ve kırsallar çölleşiyor. Orta Asya’da bunun canlı örnekleri var. Kuruyan göller ve çölleşen topraklar. Halbuki bugün insanlığın önceliği birbirine hükmetme olmasa, büyün dünya bütün insanlığın malı olsa Sahra Çölü dünyanın yaşanacak en güzel yeri olmaz mı? İnsanlar akın akın Afrikaya geri göç etmez mi? Tabi ki gerçekler sosyoloji, politika ve diğer etkenler bunların karşısında duruyor. Yeni ikametimiz ise Mars...

Turhan Doğan
turhan-sufizmveinsan@hotmail.com
Tokyo -
30.05.2006
http://sufizmveinsan.com

 


Üst Ana sayfa e-mail