Aşikardır  Zat-ı Hak
görmeyi bir dilesen!..

“BEN”liğidir var olan,
adını silebilsen!..

Düşünürsün ki varsın,
oysa bu varsayımın...

Zat-ı Hak’tır varlığın,
“NEFS”ini görebilsen!..

AHMED HULÛ

* * *

Bahr-i vahdet kaplamıştır kaffe-i mahluka bak
BİRliği görmek dilersen cümle-i mevcuda bak...

İnd- Sani’de bütün mahluk TEK bir NOKTAdır
Kainatın cümlesi bu, NOKTA da bir NÜKTEdir.

NOKTAdan AŞK zav-ı şems -asa edüp kendin ayan
Maksad-i tekvin-i alem, AŞK imiş oldu beyan

Aşkıdır insana, kamil namını tevcih eden
Aşkıdır insanı, terk-i cennete teşvik eden

Aşkıdır rüsva eden nefsin tekebbür tavrını
Aşkıdır ihsan eden ummman-ı feyzin gavrını

Ehl-i aşkın gam-küsari bil ki çeşmi yaşıdır
Bu sebepten aşıkın, gam muhterem yoldaşıdır

Hasret-i maşuk, Ken’an aşıkı giryan eden
Firkat-i canandır ancak kalbleri suzan eden

KENAN RİFAİ

Sana insan, zaman, kainat aşık
BİRsin, büyüksün ulu Subhan
Seni tavsife lisan değil layık
Cümle SENsin, Zat’ın kamilde pinhan

Bülbül öter, dağlar inler, su çağlar,
Aşk hayran, aşık giryan, mazlum ağlar
Güler maşuk, aşık hem yanar parlar
Cümlenin hali SENden, ulu Rahman.

İns-ü can cümle mevcut, bir alettir,
İşleyen SENsin, bunlar bir ayettir,
Görünen SIFATINdan ibarettir,
Ayinen her şey, inkara yok imkan

Bilen, hem söyleyen, hem işleyen
SENsin el-Hak, cümleden BİR görünen
Ken’an’da da daim, Allah var, diyen
SENsin Allah, sensin ancak bi-güman

KENAN RİFAİ

* * *

Ey mir’at-ı mücella, ben, “SEN” imişsin;
SEN’in kendin seyrettiğin yer hep ben imişsin!

Kesret ile vahdet dediğim hepSEN imişsin,
Sanırken beni, ben, meğer hep SEN imişsin!

Tam kendimden kendime yol buldum derken,
Uruc eden, Mi’racda erilen Zat hep SEN imişsin!

MÜBECCEL SÖNMEZ

* * *

Çok basite indirip, en zoru sordun!..
Hangi müşkül olsa üstünde durdun..
Gönül saatlerini hep “BİR” e kurdun;
Fikir oklarıyla hedefi buldun!..

CAMİ’de “saf” olup, namaza durduk...
İmamımız SEN oldun, Cuma’yı kıldık...
Eğilip “dal” olduk, haddimiz bildik;
MİM” harfi gereği secdeyi bulduk!.

Öğretip gösterdin, ne varsa Bizde..
Gözde ayrı olsak da hep “BİR”iz “öz”de
Duam, bu bilgiler kalmasın sözde;
Aşk ile diyelim “öz”deyiz “öz”de!..

AYŞEGÜL KAYTAZ

* * *

Aşk imamdır bize, gönül cemaat,
Kıblemiz dost yüzü, daimdir salat

Gönül secde kılur DOST mihrabında
Yüzün yere vurup kılur münacaat

Beş namaz tertibi bir vakkte geldi
Beş bölük oluben kim kıla taat

Şeriat der sakın şartı bırakma
Şart ol kişiye kim ede hıyanet

Doğruluk bekleyen dost eşiğinde
Gümansız ol bulur ilahi devlet

Bir kimse dinine hilaf demeziz
Din tamam olucak doğdr muhabbet

DOST yüzün görücek şirk yağmalandı
Onun için kapıda kaldı şeriat

Yunus öyle esirdir DOST eşiğinde
Diyeler, kurtulmaya ezel -ebed

YUNUS EMRE

Sensin bize bizden yakın, görünmezsin hicap nedir...
Çün aybı yok görklü yüzün, üzerinde nikab nedir?..

Sen eyittin Ey Padişah,” Yehdillahu limen yeşa”...
Şerikin yok haşa, suçlu kimdir, ikab nedir?..

Rahimdürür senin adın, Rahimliğin bize dedin,
Mürşidlerin müjdeledi, “la taknatu” hitab nedir?

Kani bu mülkün sultanı, bu ten ise, kani canı,
Bu göz görmek diler anı, bu mebdeü mead nedir

Yunus bu göz anı görmez, görenler hod haber vermez
Bu menzile akıl ermez, bu koyduğun SERAP neddir?

 YUNUS EMRE

İlim, ilim bilmektir; ilim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır!..

İlim okumadan murad, kişi Hak’kı bilmektir
Çün okuyup bilmezsin, ha bir kuru emektir

Okudum bildim deme, çok taat kıldım deme;
Eğer Hak’kı bilmezsen, bu kuru laf etmektir!..

Yirmi sekiz hece, okursun uçtan uca!
Sen “elif”dersin hoca, manası ne demektir?

Yunus Emre der, hoca, gerekse ver yüzümce
Cümlesinin yekreği, BİR gönül’e girmektir!..

YUNUS EMRE

Gerçek aşık oldun ise, cihan nakşi nendir senin?.
DOST aynasın baktın ise, suret nakşı nendir senin?.

Humhane ile puthane, mescit olmuş gerçek cane;
Gel işin verme ziyane, yalancılık nendir senin?

Sen,senliğin terkin urgil, gel o dine gönül vergil;
Yele ver menzile ergil, geri kalan nendir senin?..

Yeyip, yedir gel fakire, eksilirse Allah vere,
Bir gün tenin yere gire, arta kalan nendir senin?..

Gör göç yolundan kamusun, terket bu dünya kaygısın,
Kogil bu fani sevgisin, aşık olan nendir senin?..

Gel gidelim dosttan yana  nedi,r cevabın çün bana,
Ne seversin bu dünyayı, söyle cihan nendir senin?..

Yunus Al aşk badesinden, kat’i iksir olmuş gibi
Bir hod iken erdin Hak’ka, ayrık olmak nendir senin

YUNUS EMRE

Canlar CAN’ını buldum, bu canım yağma olsun.
Assı ziyandan geçtim, bu dükkanım yağma olsun!..

Ben, benliğimden geçtim, gözüm hicabın açtım,
DOST vaslına eriştim, gümanım yağma olsun.

Taalluktan üzüştüm, ol DOST’tan yana uçtum
Aşk divanına düştüm, divanım yağma olsun!..

İKİLİKTEN usandım, BİR’lik hanına kandım,
Derdi şarabın içtim,dermanım yağma olsun!..

Varlık, çün sefer kıldı, DOST ondan bize geldi,
Viran gönül NUR oldu, cihanım yağma olsun!..

Geçtüm bitmez sağınçtan, usandım yazu kıştan,
Bostanlar başın buldum, bostanım yağma olsun!..

Yunus ne hoş demişsin, balu şeker yemişsin,
Ballar balını buldum, kovanım yağma olsun!..

YUNUS EMRE

Hakikat bir denizdir, şeriat onda gemi,
Çokları gemiden çıkıp, denize dalmadılar!..

Hakikat erenlerin şer ile bilmediler;
Hakikat diriliğine çün riya demediler!..

Çoklar gelmiş kapıya, şeriat tutmuş durur;
İçeriye giripte ne vardır bilmediler!..

Dört kitabı şerh eden, hakikatte asidir;
Zira tefsir okuyup, manasını bilmediler!..

Şeriat oğlanları, bahsedip dava kılur;
Hakikat erenleri, davaya girmediler!..

Ödünü sıdır, eğer bu yola girdin ise,
Ödünü sıdırmayan, bu yola gelmediler.

Yunus nefsin öldür, bu yola geldin ise;
Nefsin öldürmeyen, bu demi bulmadılar.

YUNUS EMRE

İster idim Allah’ı ,buldum ise ne oldu?..
Ağlar idim dünü gün, güldüm ise ne oldu?..

Erenler meclisinde, ben bir pare gül idim,
Açıldım, ele geldim, soldum ise ne oldu?..

Danışmentle alimin, medresede bulduğun,
Ben harabat içinde buldum ise ne oldu?..

Erenler meydanında yuvarlanır top idim,
Padişah çevganında kaldım ise ne oldu?..

İşit Yunus’u işit, yine derviş oldu o,
Erenler manasına daldım ise ne oldu?..

YUNUS EMRE

Yanmayınca AŞK od’una, kimse canan mı bulur.
Varlığından geçmeyince, gizli pinhan mı bulur!..

Gece-gündüz gözyaşıyla zaru giryan olmayınca
Bahri aşka dalmayınca, dürrü mercan mı bulur!..

“Len tenalü birre hatta tünfiku” dedi Huda
Sevdiğinden geçmeyince kişi, sultan mı bulur!..

Kaali kıylden geçmeyince, kimse hale ermedi
Yırtmadan BENLİK hicabın, kimse irfan mı bulur.

Bu tarikat potasından, sızuban kal olmayan,
Ta’nı zulmette kalanlar Nur’u Yezdan mı bulur?..

Bırakıp davayı Yunus, aşıka mana gerek
Başını top etmeyenler yolda, meydan mı bulur?

YUNUS EMRE

Seversem ben seni candan içeri
Yolum geçmez bu erkandan içeri

Nereye bakarsam dopdolusun
Seni kanda koyam ben içeri

O bir dilber durur yoktur nişanı
Nişan olurmu nişandan içeri

Beni bende demem, bende değilem,
BirBEN vardır bende benden içeri!..

Tecelliden nasip erdi kimine
Kiminin kamusudur bundan içeri

Kime didar gününden şu’le değse
Anın şulesi var günden içeri!..

Şerat tarikat yoldur varana
Hakikat, meyvesi, andan içeri!..

Süleyman kuş dilin bilir derler
Süleyman var Süleymandan içeri

Unuttum din diyanet kaldı benden
Bu ne mezhep durur, dinden içeri

Dinin terk edenin küfürdür işi,
Bu ne küfürdür, imandan içeri...

Miskin Yunus gözü tuş oldu sana
Kapında bir kuldur, Sultandan içeri

YUNUS EMRE

Şeriatın gemidir, Hakikat deryasıdır
Hakikatın kafiri, şeriatın evliyasıdır

YUNUS EMRE

Behey kardaş Hakk’ı bulam mı dersin,
Hakk’a yarar amel işlemeyince

Tarikat sırrına varam mı dersin,
Kamil mürşid sana söylemeyince.

Özenirsen gardaş, tavhide özen.
Taevhiddir nefsinin kal’asın bozan

Hiç kendi kendine kaynarmı kazan
Çevre yanın ateş eylemeyince.

Değme kişi gönül evin düzemez
Hakk’ın takdirini kimse bozamaz.

Tarikat ummandır dalıp yüzemez,
Aşkın deryasını boylamayınca.

Aşkım galip geldi yüreğim harlar
Aşık olan ar-ı namusu neyler

Behey Yunus sana söyleme derler
Ya ben öleyimmi söylemeyince.

YUNUS EMRE

Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil.
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil.

Yol oldur ki doğru vara,
Göz oldur ki Hakk’ı göre
Er oldur alçakta dura,
Yüceden bakan göz değil.

YUNUS EMRE

Bana namaz kılmaz diyen, ben kılarım namazımı
Kılar isem kılmaz isem Allah bilir niyazımı
Hak’tan artık kimse bilmez, kafir müslüm kimdir
Ben kılarım namazımı, Hak geçirirse nazımı

YUNUS EMRE

Dervişlik olaydı tac ile hırka
Biz dahi alırdık otuza kırka

YUNUS EMRE

Ete kemiğe büründüm
Yunus diye göründün

YUNUS EMRE

Aşık kendiliğinden kıyar mı bu tatlı cana
Hele ben dost yoluna cana kıyarım kime ne,
Can verir aşık olurum, aşk ile Dost bulurum,
Mansur gibi Hak yoluna, berdar olurum kime ne.

Oruç, Namaz, haccu zekat, zühd ü taat kadru berat
Ben bunların hepsini aşka veririm kime ne,
İsterim aşta pişesin, fikrederim endişedesin,
Ben burda namus şişesin taşa çalarım kime ne.

Ar u namus verdim yele, melametlik aldım ele
Aşk i,le girdim ben yola, ben giderim kime ne
Aşıkım diyen canların, nişanı vardır onların,
Giyib melamet hırkasın, aşık olurum kime ne?

YUNUS EMRE

 1|2|3|4|5|6