Ben tende canım, hem
canda canan
Surette kulum, manada sultan
Fer içre görüp sanma
ki ferim
Aslıma aslım, el’an kemakan
Zat ile zattan zat ile
daim
Esma yüzünden göründüm insan
Şeklimde zatım her
kim ki görmez
Can gözü yoktur kördür o nadan.
CEMALETTİN
UŞŞAKİ
Eya nakşı ko, nakkaşı
ara bul
Onunla dopdoludur hep, ara bul!..
Ne kim var birini
bigane sanma
Bu eşyanın kamusun, aşina bul!..
Bakagör bir göz ile cümle
şey’e
Görünende ne ağ-u ne kara bul
Verip Hakk’a her işi,
çık aradan
Yürü sen de ne havf-u ne rica bul!..
Edip kahr ile lütfu şey’-i
vahid
Ne sen sende sefa ve ne cefa bul.
CEMALETTİN UŞŞAKİ
Şimdi
irfan vaktidir,
Takvaya hacet kalmadı
Zevk-i vicdan vaktidir,
Feryada hacet kalmadı.
Ehli vahdetten alanlar
İlmi tevhid dersini
Gizli irfan buldular,
Fetvaya hacet kalmadı.
Hamdüllah sofiya
Aydık müsemmadan haber
Zatı
mazhardır gönül
Esmaya hacet kalmadı.
Etti şems-i ehaddiyet
Burc-u vahdetten tulu
Leyl-i firkat zali oldu
Ay’a hacet kalmadı.
Hakk’ın feyzi aleme
Düpdüzdür anlar isen,
Bu
görünen mevcudat
Bir yüzdür anlar isen
Enbiyanın geldiği,
Dört kitabın indiği,
Her lisanın dediği,
Bir sözdür anlar isen.
Hakk vechini görmeye
Gözü dönmüş Ademe
Bu
ayinede alem
Bir tozdur anlar isen.
GAYBİ
Ol bir ile bir oldu
Cümle aleme dolan
Böyle sultanlık kılan
Kulluk kılası değil
Dost
iline girmeyen
Varın, dosta vermeyen
Hakk’ı burda görmeyen
Yarın göresi değil!..
Erişmeyen vahdete
Vahdetteki lezzete
Girerse de cennete
Lezzet bulası değil
İkiliği silmeyen
Hakk’ı burda bulmayan
Gaybi kendin bilmeyen
Rabbin bilesi değil.
GAYBİ
Hakk nazar etse kuluna
Kendönüzü üryan görür,
Mana yüzünden ol kişi,
Kendözünü hayran görür.
Eğer abid eğer zahid
Bu tevhidi anlamazlar.
Dost zatına mazhar düşen,
Kendözünü insan görür.
Şeş cihetin
perdesinden,
Geçen arif söyler bunu.
Bu menzile erişenlere,
Kendözüne umman görür.
Aşk ile başım hoşdürür,
Kande varsam yoldaşdürür.
Yıl on iki ay sarhoşdürür
Aşk meyin içti canımız.
Muti oluk aşk haline,
Bakmadık dünya malına
Girdik erenler yoluna,
Dürüst oldu imanımız.
GAYBİ
Düşü düşüp
aldanma
Kendin hayrete salma
Hak’dan gayrı ne vardır
Ta’bire muhtaç ola?..
Sana
alem görünen
Hakikatte Allah’tır!
Allah birdir vallahi
Sanmaki birkaç ola!
Bu
sözlerin meali
Kişi kendin bilmektir
Kendi kendin bilene
Hakikat mi’rac ola!
“Hak” denilen özündür!
Özündeki sözündür
Gaybi özün bilene
Rububiyet tac ola!
GAYBİ
Ey benim ile yar olup
şeyhe giden gelsin beri,
Varlıktan
terk eyleyip can terk eden gelsin beri.
Gevher
canın
maksudundur can maksudun Mansur’udur.
Maksud
için Mansurleyin berdar olan gelsin beri.
Ermek
dilersen maksuda çok hizmet eyle mürşide,
Sen
senliğinden geçedur didar gören gelsin beri.
Bu aşk bir bahr-i
ummandır
Buna hadd-ü kenar olmaz
Delilim sırr-ı Kur’an’dır
Bunu bilene de ar olmaz
Süre geldin ezeliden
Pirim Muhammed Ali’den
Şarab-ı layezaliden
İçenlerde humar olmaz
Eğer aşık isen yare
Sakın aldanma ağyare
Düş İbrahim gibi nare
Bu gülşende yanar olmaz!
Kıyamazsan
başa cana
Uzak dur girme meydana
Bu meydanda nice başlar
Kesilir hiç soran olmaz!
Hak ile hak olanlara
Kendi özün bilenlere
Dost yolunda ölenlere
Kan bahası dinar olmaz.
Bak şu Mansur’un işine
Halkı üşürmüş başına
Enel Hakk’ın firaşına
Düşenlere timar olmaz
Seyfullah sözünde
mesttir
Şeyhinden aldığı desttir
Divane-ra kalem nisttir
Ne söylese kanar olmaz.
SEYYİD
NİZAMOĞLU
Bilmek
istersen seni,
Can içre ara canı.
Geç canından bul anı,
Sen seni
bil sen seni.
Kim
bildi ef’alini
Ol gördü sıfatını
Anda gördü zatını,
Sen seni bil sen seni.
Görünen
sıfatındır,
Anı gören zatındır,
Gayrı
ne hacatındır,
Sen seni bil, sen seni.
Kim hayrete vardı
Nura mustağrak oldu
Tevhid-i zatı buldu
Sen seni bil, sen seni.
Bayram özü bildi
Bileni
anda buldu
Bulan ol kendi oldu
Sen seni
bil, sen seni.
HACI
BAYRAM VELİ
Hararet nardadır sacda
değildir,
Keramet baştadır tac’da değildir
Her ne arar isen, kendinde ara,
Kudus’ta Mekke’de Hac’da değil
Sakin ol kimsenin gönlünü
yıkma,
Gerçek erenlerin izinden çıkma.
Eğer adam isen ölmezsin korkma
Aşığı kurt yemez uc’da değildir.
HACI
BEKTAŞ VELİ
Maksut cihane gelmekten
Kişi rabbin bilmek imiş.
Rabbini bilmekten murat
Evliyasın
bulmak imiş
Onun ile olur devlet
Onu beyan kılar ayet
Hakk’a yalvarmaktan murat
Gerçeğe yol varmak imiş
Bulmak değil imiş
bilmek,
Bilmek değil imiş, bulmak
Evliyaya gönül vermek
Rengine
boyanmak imiş!
Bunlardır Hakk’ı
bilen
Gayrısı yalandır yalan
Dervişlikten murat olan
Külliyen
yok olmak imiş
Kaygusuz aşk pervanesi
Oldu Hakk’ın divanesi
Ehl’i aşkın sermayesi
Aşk od’una yanmak imiş.
KAYGUSUZ
ABDAL
Evliyaya eğri bakma
Kevn-u mekan elindedir
Mülke hüküm süren odur
İki cihan elindedir
Sen anı şöyle sanırsın
Sencileyin bir Ademdir
Evliyanın
sırrı vardır
Gizli ayan elindedir
Hak
zatıyla sıfatıyla
Tecelli eyledi onda
Varlığı
hak varlığıdır
Emr-i Sübhan elindedir.
Kaygusuz eder bu ilmi
Okudum anladım bildim
Bütün
alemlerin hükmü
Kamil insan elindedir.
KAYGUSUZ
ABDAL
Seyrimde bir şehre
vardım
Gördüm saratı güldür gül
Sultanımın tacı tahtı
Bağı divarı güldür gül.
Gül alırlar gül
satarlar
Gülden terazi tutarlar,
Gülü gül ile tartarlar,
Çarşı pazarı güldür gül.
Toprağı güldür taşı
gül
Kurusu güldür yaşı gül
Has bahçesinin içinden
Serv-ü çınarı güldür gül.
ÜMMİ
SİNAN
Bu
tevhidden murat ancak
Cemali zata’a ermektir.
Görünen
kendi zatıdır
Değil
sanma ki gayrullah.
Şems-i Tebriz bunu
bilir
Ahad kalmaz fena bulur
Bu
alem külli mahvolur
Hem baki kalır Allah.
ŞEMSİ
TEBRİZİ
Gören
candır yine canan yüzünü
Temaşa kendi eder yine kendi özünü
Gören
ve görünen oldur hakikat
İşiten, söyleyen oldur sözünü
Yarattı
Ademi, gör sun’u pakin
Açık etti ol veçhile özünü
Nukuşi
masivadan kalbi pak et
Tecelli edüp, arz eyler yüzünü
Dü
alemden çevirdi lamekanı yüz
Anınçün ayırmaz ol, Hak’tan gözün
LAMEKANI
Ey
talib-i Kabe olan
Hak bendedir Kabe benim!
Gelsin
hacc-ı ekber kılan,
Hak bendedir, Kabe benim,
Kim ki kapumda kul
olur,
Eşiğimde Kabe bulur!
Münkir olan mahrum kalır,
Hak
bendedir, Kabe benim!..
Kim ki ziyaretim ider
Masum pak
olur gider
Hak emrini daim tutar,
Hak bendedir, Kabe benim!
İnsaf edip ol ehl-i
Hak
İnkarı ko, gel bende hak!
Hak
bendedir gitme uzak!
Hak bendedir, Kabe benim!
ŞEYH
TACEDDİN
|