251-
Futuhat-ı Mekkiye'den (Muhyiddin-i Arâbi
Hz.leri)
En kemal mertebede olan madenlerden birisi de
Altın’dır. Nebatlarda en kamili Vakvak
ağacıdır. Hayvanlarda ise en kamil şekil ve
suret olarak İnsan çıkmıştır. Bunlardan
her iki çeşit arası orta bir şey vücud
bulmuştur.Madenden bitkiye geçişte "akmantar"
vücud bulmuştur . Bitkiden hayvana
geçişte "hurma" vücud bulmuştur.
Maymun cinsinden şebek de hayvanla İnsan
arasında vücud bulmuştur.
www.sufizmveinsan.com
252-
’El-Fevzü’l-Asgar’ (İbn Miskeveyh’ten)
Yüksek alemden inen nefs (ruh)
çeşitli dünya varlıklarında kendini göstere
göstere tekamül etmiş, nihayet insanlık
mertebesine gelmiştir.
Bu süreçte, hayat eserini ilk kabul eden varlık
bitkidir. Aşağı düzeyinde bitki tohumsuz ürer.
Otlar gibi... Nihayet tekamül, üzüm ve hurma
ağacına ulaşır. Bitkiler alemi, hurma ile
tekamülünün son sınırına varmış olur. Hurmada
artık hayvan özelliği belirmeye başlamıştır.
Hurma, bitkinin son, hayvanın ilk mertebesidir.
Hayvanlar aleminde ilk mertebe, kısmen hareket
edebilen, sadece dokunma duyusu bulunan sedef ve
salyangoz gibi hayvanlardır. Tekamül, köstebek
ve benzeri 4 duyu sahibi hayvanlarla devam edip
5 duyu sahibi, terbiye edilebilir hayvanlara
ulaşır. Bu mertebede at ve şahin tipiktir.
Tekamülün insanlık mertebesine bağlanma
noktasında maymunlar ve benzeri gelişmiş
hayvanlar görülür.
www.sufizmveinsan.com
253-
1-
Kim bir iyilikle gelirse, ona getirdiğinin on
misli vardır... Kim de bir kötülükle gelirse,
ancak onun misliyle karşılığını yaşar! Onlar
zulme uğratılmazlar. (En’am-120) "Kim bir
kötülük yaparsa, ancak onun misli ile cezalanır!
(Mümin-40)
SEVAP; İYİLİK;
HASENE İŞLEYİNCE KARŞILIGI 1'E 10.... GUNAH;
SEYYİE İŞLEYİNCE KARŞILIGI 1'E 1........ Niye bu
fark! Dersiniz?
2-
Meleklere iman söz konusudur. Nebi/Rasulere de.
Ancak ‘Velilere’ iman etmek
gerekmiyor.
Peki, bir ‘veli’
meleki güçlerini kuvveden fiile çıkartmasına
karşın neden ona iman edilmesi şartı aranmıyor
dersiniz?
3- Ben
öldüğüm zaman, Ebu Bekir (r.a.) Ömer (r.a.) ve
Osman (r.a.) da öldükleri vakit ölmeye gücün
yeterse sen de hemen öl. (Hadis)
İnsanın
intihar etmeden ölmeye gücü var mıdır?
4- Bir
köle efendisinden önce Şirk diyarından çıkarsa o
hürdür. Lakin ondan sonra çıkarsa efendisine
iade olunur. Kadın şirk diyarından kocasından
önce çıkarsa dilediği kimse ile evlendirilir.
Kocasından sonra çıkarsa ona iade edilir.
Ravi: Hz. İbni Abbas (r.anhüma)
Bu
Hadisi şerifi nasıl değerlendirebiliriz?
www.sufizmveinsan.com
254-Yıldırımdan nasıl korunuruz?
Sağanak
yağışlı ve gök gürültülü havada dışarıdaysanız yıldırımdan
korunmak için nereye saklanmanız gerekiyor? BBC Focus dergisinde
yer alan habere göre, yıldırım düşmeden önce, fırtına bulutu
içindeki yük havayı iyonize edecek güce ulaştığında şimşek
oluşuyor.
Yağmur bulutlarının alt yüzeylerindeki büyük negatif yük
içindeki elektronları iterek orayı da pozitif yüklü hale
getiriyor ve bu yük saniyede bin kilometre hızla bulutlardan
toprağa iniyor, yani kısadevre yapıyor.
Açık bir alanda kendi başlarına duran uzun, sivri nesnelere
yıldırım düşme riski daha fazladır. Ancak bu kesin değil, çünkü
bazen uzun bir ağacın yanındaki düz zemine de yıldırım
düşebiliyor. Sağanak yağmurda dışarıda kalanlar için en güvenli
yer, bir araba ya da diğer kapalı metal yapılardır. Bu olmadığı
takdirde ise bir çukur, hendek ya da düzenli yükseklikteki
çalılık hiçbir şey olmamasından iyidir. Su-kara, kaya-toprak,
ağaç-tarla gibi farklı zeminlerden uzak durun. Aynı zamanda
metal direklerden ve diğer insanlardan en az 5 metre uzaklıkta
olun. Çünkü yıldırım bir nesneden diğerine sıçrayabilir.
Kaynak: zaman.com.tr
www.sufizmveinsan.com
255-1
Nisan'da bu virüse dikkat!
Şimdiden
tüm dünyada 12 milyondan fazla bilgisayara bulaşan
bir virüsün 1 Nisan'da daha da güçlenmesi ve
saldırılarını arttırmasından endişe ediliyor...
Bilgisayar güvenliği uzmanları, Microsoft şirketinin
sorumlularını yakalamayı sağlayacaklara 250 bin
dolar ödül vermeyi vaat ettiği "Conficker" veya "Downadup"
adı verilen virüsün 1 nisan çarşamba günü daha da
güçlenmeye ve durdurulması daha zor hale gelmeye
programlandığını belirtiyor. Uzmanlar, bu solucanın
gerçekten de tehlikeli olup olmadığı konusunda fazla
bilgi bulunmadığını da kaydediyor.
Uzmanlar, bu solucanı kontrol eden bilgisayar
korsanlarının, virüsün hayatta kalma kapasitesini
arttırmakta olduklarına dikkati çekerek, virüsün
anti-virüs programları güncellenmeyen sistemlere
kolaylıkla sızabildiğini belirtiyor.
İnternet bağlantısı veya USB flash bellek ile
bulaşan virüsün şimdilik günde 250 internet sitesini
kontrolü altına almak üzere programlandığını ifade
eden bilgisayar güvenliği yetkilileri, çarşamba günü
bu virüs programının günde 50 bin web sitesini
etkilemek üzere gücünü arttıracağı uyarısında
bulunuyor.
Kaynak;aa.com.tr
www.sufizmveinsan.com
31/03/2009
256-Düşük
enerjili ampulde risk
İngiltere'deki
St. John Hastanesi doktorlarından Robert Sarkany'ye göre düşük
enerji harcayan ampuller, deride kurdeşen benzeri
rahatsızlıklara sebep oluyor. Dermatoloji Derneği başkanı Dr.
Holden, deri rahatsızlıklarına sahip veya derisi hassas
kişilerde, bu ampullerin deri kanserine dahi sebep olabileceğini
belirtiyor. Geleneksel ampullerin yüzde 30'u kadar enerji
harcayan tasarruflu düşük enerji ampulleri, özellikle ABD'de
yoğun olarak kullanılıyor
Kaynak;aa.com.tr
www.sufizmveinsan.com
01/04/2009
257-BAHAR, ŞEHİRLİYİ DAHA ÇOK YORUYOR
Bursa
Yük. İh. Eğ. ve Arş. Hastanesi İç Has. Klinik Şefi
Doç. Dr. Sedat Demir, oldukça yağışlı ve kapalı
havalarla geçen kış aylarının ardından güneşin
yüzünü göstermeye ve havaların ısınmaya başladığını
söyledi. Demir, bu dönemin bahar yorgunluğu, başta
solunum yolları ve bağırsak enfeksiyonları olmak
üzere çok çeşitli enfeksiyonların kolaylıkla ortaya
çıktığı zaman dilimi olduğunu olduğunu belirtti.
Şehirlerde, egzoz gazı ve sanayi atıkları ile
kirletici diğer unsurların, havadaki negatif iyon
yükünün artmasına yol açtığına, bu nedenle kentlerde
yaşayan insanların bahar yorgunluğunu ve mevsim
değişikliğinin etkilerini daha yoğun hissettiklerine
dikkati çeken Demir, şunları kaydetti:
''Havadaki iyon dengesi ve basınç değişiklikleri
oksijenlenme azlığı, aşırı halsizlik ve yorgunluk,
isteksizlik, baş dönmesi, dengesizlik, kişinin
sabahları uykudan kalkmakta zorlanması, yaygın kas
ağrıları, hazımsızlık, aşırı sinirlilik hali ve
cinsel isteksizliğe neden olmaktadır. Bu
belirtilerin tümü de 'bahar yorgunluğu' olarak
adlandırılmaktadır.
Kaynak;aa.com.tr
www.sufizmveinsan.com
01/04/2009
258-
1-
"Hakikati herkes anlarsa dünyada kul kalmaz...
Dünyada o kadar Veli'ye ihtiyaç yok..."
Veli kulluk etmiyor mu? Bunu diyen ne demek ister?..
2- "Ben
su ile vaftis ediyorum. Benden sonra gelen ateşle
vaftiz edecek!"
Hz İsa bu sözü ile acaba ne demek istiyor?
3-
Benim hadislerim birbirini nesh eder. Kur'an-ı Kerim
ayetlerinin birbirini nesh etmesi gibi.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
Neshetme ne demektir. Bu bağlamda Hadis ve Kur’andan
bir örnek verebilirmisiniz?
4-
Düşük olarak doğan çocuk, annesi babası Cehenneme
düştüğünde, "Allah'la mücadele" eder.
Kendisine: "Ey Allah'la mücadele eden çocuk al
anneni babanı da gir cennete" denir. O da onları
göbek bağı ile sürükleyip Cennete götürür ve sokar.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
Yorumunuzu bekliyoruz?
www.sufizmveinsan.com
04/04/2009
259- Acı yediğimizde niçin burnumuz akar?
BBC
Focus dergisinde yer alan habere göre burun akması,
normal olarak gözyaşı kanalının burnun içine doğru
akmasıyla oluşuyor. Sulanan gözün tepkisine
trigemine sinir aracılık ediyor.
Bu sinir, ağızda, burunda ve gözlerde dallara
ayrılan, yüze ait temel bir sinirdir. Bazı gıdalar
ve hava koşulları, burnu ve gözleri tahriş ederek
akmasına neden oluyor. Acı yiyeceklerde bu tahriş
etkisini veren kapsaisin (biber alkaloidi) yağı
bulunuyor.
Kaynak;zaman.com
www.sufizmveinsan.com
06/04/200
259-
Bahara geçişte alerjik hastalıklar artıyor
Özel
Bahar Hastanesi iç hastalıkları uzmanı Dr. Mehmet Ali Çelebi,
insan vücudunun bahara geçiş dönemine dikkat çekerek, kalp ve
damar hastalıkları bulunan insanları uyardı.
Kış aylarında vücudun ısı kaybetmemesi için deri ve
damarların büzüştüğünü ifade eden Dr. Mehmet Ali Çelebi, bu
durumda kanın beyin, kalp gibi organlarda yoğunlaştığını
kaydetti. Bahar aylarında sinüzit, zatürre ve bronşit gibi
rahatsızlıkların da çok sık görüldüğüne işaret eden Dr. Çelebi,
polen ve tozların alerjik astım, göz nezlesi, burun nezlesi,
hapşırmalar gibi alerjik hastalıklara sebep olduğunu söyledi.
Kaynak;zaman.com
www.sufizmveinsan.com
07/04/2009
260- Şampuanlardaki linalol egzama yapıyor
Newkerala.com
isimli sitede yer alan habere göre, doğal olarak
lavanta, nane ve diğer bitkilerde bulunan ve güzel
koku içeriği olan linalol, oksijenle temas ettiğinde
alerjiye neden oluyor. Üreticiler, oksitlenme
sürecini engellemek için ürünlerine başka maddeler
ekliyorlar.
Ancak bunlar da etki etmiyor ve linalol alerjik bir
yapıya dönüşebiliyor. Egzamaya neyin yol açtığını
bulmak için 3 binden fazla hasta için okside olan
linalol testi yapıldı. Gothenburg Üniversitesi
Sahlgrenska Akademisi'nden dermatolog Johanna
Christensson, "Parfümlü temizlik ürünlerinin yüzde
60-80'inde linalol buluyor, bu nedenle alerjisi olan
insanların bu ürünlerden kaçınması çok zor." dedi.
Okside olan linalol, alerji yapma listesinde nikel
ve kobalttan sonra üçüncü sırada yer alıyor.
Kaynak;zaman.com
www.sufizmveinsan.com
08/04/2009
261-
Kaşıntının sırrı çözüldü
Amerikalı
bilim adamları, kaşınmanın beyne hissi taşıyan
omurilikteki bazı sinir hücrelerinin faaliyetini
engelleyerek, kaşıntıyı geçirdiğini buldular.
Minnesota Üniversitesi tarafından yapılan ve Nature
Neuroscience dergisinde yayımlanan araştırmaya göre,
bu etki sadece deri kaşındığında kaşınılırsa ortaya
çıkıyor, kaşıntı olmadan kaşındığında aynı etki
oluşmuyor.
Önceki araştırmalarda, omurilikteki "spinotalamik"
bölgenin kaşıntı konusunda kilit rol oynadığı ve bu
bölgedeki sinir hücrelerinin, deriye kaşındırıcı bir
madde değdiğinde daha aktif hale geldiği görülmüştü.
Primatlar üzerinde yapılan son çalışmada, kaşıntı
sırasında deriyi kaşımanın spinotalamik bölgedeki
sinir hücrelerinin faaliyetini durdurduğu ve bunun
da kaşınan bölgeden beyne omuriliğin sinyal
göndermesini engellediği ortaya çıktı.
Kaynak;aa.com.tr
www.sufizmveinsan.com
09/04/2009
262-
1-
Kocasından her ne suretle olursa olsun boşanmak isteyen
kadınlar, münafıktırlar. Onlara Cennetin kokusu bile haram olur.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
Bu hadis te sudan bir
nedenle boşanmak isteyen hanımlara bir uyarı var. Hanfendiler bu
hadis hakkındaki düşünceniz nedir?
2 - Yılan
taifesi cindendir. Biriniz onu (evde) görünce (Nuh a.s'ın ahdini
koyarak) üç defa üzerine yürüsün. Gene gelirse öldürsün. Zira o
şeytandır.
Ravi: Hz. Ali (r.a.)
Yılan taifesi
cindendir demekle ne kast edilmektedir. Nuh’un ahdini
biliyormusunuz. Üç defa üzerine yürümek korkutmak amaçlımıdır?
3-
Allah (z.c.hz.)'nin zikri şifa, insanların zikri ise derttir.
Ravi: Hz. Mekhul (r.a.)
Allah zikr mi ediyor.
İnsanların zikri neden dert olmalı?
4- İnsan
zihninden günde 50.000 kelime geçiyor. Bunların %75 olumsuz
düşüncelerdir.
Bizler acaba bunun
farkındamıyız.
Kendimizi düzeltme yoluna gidiyormuyuz, ne dersiniz?
www.sufizmveinsan.com
10/04/2009
263-Bebekleri korumak için bazen büyükler aşı olmalı
Hacettepe
Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon
Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet
Ceyhan, özellikle boğmacaya yakalanan yetişkinlerin,
hastalığı henüz bağışıklığı oluşmamış yenidoğan
bebeklere bulaştırabildiğini, bu nedenle
yetişkinlerin boğmacaya karşı aşılanmasının
bebekleri bu hastalıktan koruyabileceğini söyledi.
Ceyhan, bebekler açısından çok ciddi bir hastalık
olan boğmacanın akciğer problemi başta olmak üzere
birçok kalıcı sağlık sorununa yol açtığını belirtti.
Boğmacanın soğuk algınlığına benzer belirtilerle
başladığını, daha sonra boğulurcasına, yoğun ve
hızlı öksürük nöbetleri görüldüğünü anlatan Ceyhan,
"Bu hastalığa yakalanan bebeklerle küçük çocuklar
nöbetler sırasında morarıp kusabilir, hatta
boğularak yaşamlarını kaybedebilir. Bu minikler
ayrıca beyne giden oksijenin azalmasına bağlı olarak
nöbet geçirebilecekleri gibi beyin enfeksiyonuna da
yakalanabilirler." diye konuştu.
Kaynak; aa.com.tr
13/04/2009
264-Margarini böcekler bile yemiyor!
Margarinler;
kimyasal yollarla sıvı yağlardan elde ediliyor ve
yüksek oranda trans yağ asidi içeriyor.
Medical Park Göztepe Hastanesi'nden Beslenme ve
Diyet Uzmanı Gizem Keservuran, tabiatta normalde
bulunmayan trans yağ içeriği yüksek bu ürünlerin
doğal olmaktan uzak olduğunu söyledi. Margarinlerin
oda sıcaklığında erimeden ve bozulmadan uzun süre
kalabileceğini belirten Keservuran, "Kimyasal
içerikleri oldukça yüksek olduğu ve doğal
olmadıkları için karınca dahi yanına
yaklaşmamaktadır; çünkü margarini bir besin ve gıda
olarak görmemektedirler. Böcekler dahi
kimyasallardan uzak dururken, insanlarımızın
mutfaklarında hâlâ margarin bulundurmaları
düşündürücüdür!" diye konuştu.
Keservuran, tüketicileri uyararak, "Türkiye'de
içinde hidrojenize yağ bulunan gıdaların paketinde
bu 'hidrojene nebati yağ' olarak ifade ediliyor;
ancak buna bile çok az pakette rastlanıyor.
Ülkemizde bu konu ile ilgili yasal düzenleme
olmadığı için çoğunlukla etiket bilgilerinde bu
ibareye yer verilmiyor. Etiket bilgileri okunurken
bilinçli olunmalı; etiket bilgilerinde 'hidrojene
bitkisel yağ' ibaresini gördüğünüzde o ürünün trans
yağ asidi içerdiğinden emin olabilirsiniz." dedi.
Gizem Keservuran, trans yağ asitlerinin sebep olduğu
rahatsızlıklara dikkat çekti ve ve şu uyarılarda
bulundu: "Vücuda alınan fazla enerjinin yağ olarak
depolandığını biliyoruz; vücutta dolaşan yüksek
miktarda kötü huylu kolesterol karaciğerle başladığı
harabiyeti tüm organlarımıza yaymakta ve zincirin
halkaları dağılmaktadır."
Kaynak;zaman.com.tr
www.sufizmveinsan.com
14/04/2009
265-Astrolog gözüyle FENERBAHÇE-GALATASARAY maçında
ki olayların değerlendirilmesi;
Mars’ın
kavuşum günleri var. Bu oldukça riskli bir etki
sayılır. 13 – 18 Nisan arasında oluşacak Mars –
Uranüs kavuşumunun kışkırtıcı, coşturucu,
alevlendirici enerjisine dikkat etmek
gerekiyor. Bazı münferit sıradışı olayların
üç-beş gün evvel başlaması önemli değil. Bu
etkiler bahsedilen etkiler içinde müteala
edilir. Her şey bir anda olup bitebilir ve
insana bu olaylar nasıl oldu dedirtebilir. İşte
en son derbide çıkan hadiseler yıldızların bu
konumları ile alakalıdır.
www.sufizmveinsan.com
15/04/2009
266-
1- Müslümanın ölüsünün
kemiğini kırmak, dirisinin kemiğini kırmak gibidir Ravi:
Hz. Âişe (ranha)
Acaba neden bir
müslümanın
(Müslüman oluşu önemli) ölüsünün kemiğini kırmak, dirisinin
kemiğini kırmaya benzetiliyor?
2 - Size bir sure
okuyacağım ki, kim ağlarsa Cennetliktir. Ağlayamazsa hüzünlü
bulunsun (El hakümüttekasur suresi)
Ravi: Hz. Abdil Melik (r.a.)
Tekasür suresi
okunduğunda ölüm aklınıza gelip hüzünlenebiliyor musunuz?
3 - ( Dininden dönen)
bir kimseyi görürseniz onu katlediniz. Fakat ateşle yakmayın.
Çünkü ateşle, ancak ateşin Rabbı azab eder.
Ravi: Hz. Hamza (r.a.)
Hadis oldukça derin
bir anlama sahip. Acaba ne denmek isteniyor?
4 - Rahman'ın Arşı
Sa'd İbni Muaz'ın ölümü sebebiyle titredi.
Ravi: Hz. Enes (r.a.)
Arşın titremesi ne
anlama gelir.
Sa'd İbni Muaz'ın ölümü neden bu kadar önemli?
www.sufizmveinsan.com
18/04/2009
267-İzmir'de
'kitaba yolculuk'
Kitapseverlerin ilgiyle beklediği
14. İzmir Kitap Fuarı, 'kitaba yolculuk' başlığıyla bugün açılıyor.
Yazar Tarık Dursun K'nın onur konuğu olduğu fuarda 306 yayınevi ve
sivil toplum örgütü, 142 kültürel etkinlik düzenleyecek, 600 yazar
da okuyucularıyla buluşacak. TÜYAP Tüm Fuarcılık AŞ ve Türkiye
Yayıncılar Birliği tarafından düzenlenen fuar, 26 Nisan'a kadar
sürecek.
23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında TÜYAP Çocuk
Kulübü'nde söyleşi, okuma saati, atölye çalışmaları ve tiyatro
gösterileri düzenlenecek. Kitap fuarı 11.00-20.00, kapanış günü ise
11.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edilecek. Güncel etkinlik
programı ve imza günleri için www.izmirkitapfuari.com'a
girebilirsiniz.
Kaynak;
zaman.com.tr
www.sufizmveinsan.com
20/04/2009
268-İNSAN
MİDESİ
İnsan midesinin ayakta ve oturur vaziyetteki pozisyonu farklıdır.
Ayakta duran bir insan eğer sıvı gıda içerse doğrudan doğruya
onikiparmak barsağına geçer.
Midenin küçük eğriliğine uyan kısmında Waldeyerin mide caddesi denen
bir oluk bulunur.
Sıvı gıdalar bu yolu takip ederek zaten devamlı küçük bir açıklığı
olan mide çıkışını (pilor) geçerek 12 parmak barsağına (duodenum)
geçer.
Eğer insan sıvı gıdayı oturarak içerse bunlar önce mide de birikir,
asitle karışarak mikropları ölür ve sonra 12 parmak barsağına geçer.
Bu durumda oturarak sıvı gıda içme usulüne uymakla insan kolera da
dâhil, bir çok insan hastalıklarından korunmuş olur.
Rastgele yerde meşrubatı alıp ayakta içenler bu tehlikeye
daha fazla maruz kalırlar.
www.sufizmveinsan.com
22/04/2009
269-Bahar
yorgunluğunu su içerek atlatın
Trakya
Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Doç. Dr. Galip Ekuklu, bahar yorgunluğunun etkilerini
azaltabilmek için günde 3 litre su içilmesi gerektiğini bildirdi.
Doç. Dr. Ekuklu, bahar yorgunluğunun, bu mevsimde havadaki elektrik
yükünün, özellikle negatif iyonların artmasına ve insan
metabolizmasındaki değişikliklere bağlı olarak halsizlik ve
gerginlikle öne çıkan bir sağlık sorunu olduğunu söyledi. Ekuklu,
bahar yorgunluğunun gerginlik, uyku bozuklukları, depresyon
belirtileri, eklem ağrıları, kaslarda kramplar, mide rahatsızlıkları
ve tansiyon yüksekliği belirtileriyle ortaya çıktığını ifade etti.
Kaynak;zaman.com
www.sufizmveinsan.com
23/04/2009
270-Akşam
yemeğini az yiyip erken uyumak zayıflatıyor!
Optimist
Yayınları'ndan çıkan Alman uzmanlar Dr. Detlef
Pape, Dr. Rudolf Schwarz, Elmar Trunz-Carlisi ve
Helmut Gillessen tarafından hazırlanan kitapta
vücudumuzun 24 saat boyunca özel bir ritimle
ayakta durduğu, hücrelerin gün ışığına ve
mevsime göre ayarlanan biyolojik bir ritmin
olduğu belirtiliyor. 70 trilyon hücremizin her
birinin içinde kendi saati olduğu, ortam ne
kadar karanlıksa vücudumuzun o kadar melatonin
ürettiği ifade ediliyor ve melatoninin görevi
şöyle açıklanıyor: Kan dolaşımı yardımıyla
hücrelere ulaşıp, hücrelere gece olacağının
sinyalini veriyor. Bunun üzerine hücreler,
metabolizmalarını geceye uyarlıyor. Bu
aktiviteyle vücut gündüz metabolizmasından,
onarım ve yenilenme metabolizmasına (gece)
geçiyor. Çünkü gerekli onarım süreçleri ancak
bundan sonra devreye giriyor.
Uykuya yattığımızda ise büyüme hormonu devreye
giriyor. Bu hormon gece boyunca örneğin kaslarda
gereken bütün onarım önlemlerini alıyor. İşte
tam bu onarım işleri için enerji gerekli. Peki,
bu enerji nereden sağlanıyor? Uykuda zayıflamak
istiyorsanız, bu enerji yağ rezervlerinden
karşılanıyor.
"Uykuda Zayıflayın" kitabının yazarları
rezervlerimizdeki yağların engellenmediği sürece
yağ yakabileceğimizi ama bu durumun
engellenmemesi gerektiğini söylüyor.
Yağ yakımını en büyük engelleyici
faktörün akşamları çok geç saatte alınan
karbonhidratlı besinler olduğuna dikkat
çekiliyor. Karbonhidratın çok miktarda insülin
salgılanmasına yol açtığı ve bunun da geceleri
yağ yakımının beş saat daha engellenmesi
anlamına geldiği ifade ediliyor.
Kaynak;zaman.com
www.sufizmveinsan.com
24/04/2009
271- 1
bardak çay, kalbe iyi geliyor
İtalya'daki
L'Aquila Üniversitesi'nde yürütülen bir araştırma, günde bir
bardak siyah çay içmenin kalp ve damar hastalıklarına karşı
korunmaya yardımcı olabileceğini ortaya koydu.
Yaş ortalaması 33 olan ve 19 sağlıklı erkekten oluşan bir grupla
yürütülen araştırmada, katılımcılara her biri bir hafta süren
beş periyotluk sürelerde, beş farklı siyah çay miktarı verildi.
Çalışmanın başında yer alan Profesör Claudio Ferri sonuçları
şöyle değerlendirdi: "Çalışmamız sayesinde damar işlevinde
iyileşmenin, günlük bir fincan siyah çay tüketimiyle başladığını
ve bu miktarın artırılmasının daha da etkili sonuçlar verdiğini
açıkça göstermiş olduk. Aynı zamanda, siyah çay tüketiminin kan
basıncını düşürdüğü ve damar sertliğini azaltarak kan
damarlarının elastik kapasitesinin arttığını gözlemledik. Tek
bir fincan normal siyah çay ile başlayan koruyucu sonuçlar,
siyah çayın her gün çay içen kişilerde kalp ve damarlar üzerinde
nasıl etkili olacağına işaret etmektedir."
Kaynak;zaman.com
www.sufizmveinsan.com
25/04/2009
272-"SINAVA
BALIK YİYEREK HAZIRLANIN"
Sağlıklı
ve dengeli beslenmede tüketilmesi önerilen balığın belleği
güçlendirdiği, bu nedenle sınavlara hazırlananların bol bol
balık yemesinin başarıyı kolaylaştıracağı bildirildi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve
Beslenme Uzmanı Doç.Dr. Funda Elmacıoğlu, yüz binlerce
öğrencinin katıldığı Öğrenci Seçme Sınavı, Seviye Belirleme
Sınavı ile Kamu Personeli Seçme Sınavı gibi genel sınavlara
hazırlananların beslenmelerine özen göstermeleri gerektiğini
söyledi.
Beslenme konusunda birkaç basit kural sınav sırasında
yaşanabilecek olumsuzlukları ortadan kaldıracağını vurgulayan
Elmacıoğlu, ''Özellikle sınav öncesi dönemde mutlaka balık
yenilmeli, ya da balık yağı takviyesi yapılmalıdır. Balık
belleği güçlendirir, öğrenmeyi ve konsantrasyonu kolaylaştırır.
Eğer balık yenilemiyorsa mutlaka her gün 500 miligram balık yağı
kapsüllerinden alınmalıdır'' dedi.
Kaynak;aa.com
www.sufizmveinsan.com
26/04/2009
273-Renkli
gözlerin sırrı çözüldü
Niçin
gözlerimizin rengi yeşil, mavi, kahverengi veya siyah olabiliyor
da farklı renkler olmuyor?
BBC Focus dergisinde yer alan habere göre, cildimizin rengi gibi
göz rengimiz de pigmentlerden kaynaklanıyor. Korneanın arkasında
bulunan iris, çoklu katmanlardan oluşuyor. Dıştaki iki katman ön
pervaz olarak biliniyor. Bu melanosit diye adlandırılan pigment
üreten hücreler içeriyor. Herkeste aynı miktarda melanosit var,
ancak genlerimiz melanin diye bilinen pigment miktarına karar
veriyor. Cilt rengine karar veren aynı pigment göz rengini de
ayarlıyor. Bu nedenle koyu tenli birinin göz rengi de daha koyu,
yani kahverengi tonlarda oluyor. Sarışın insanlarda daha az
melanin oluşturuluyor. Gözlerinde ışık ön pervaza doğru giriyor
ve irisin içinde gri hücrelerle birbirini etkiliyor. Geriye
yansıyan ışık göze mavi rengi veriyor.
Kaynak;zaman.com
www.sufizmveinsan.com
27/04/2009
274-DOMUZ
GRİBİ VİRÜSÜ ÖKSÜRÜK, HAPŞIRIK HATTA TOKALAŞMA
İLE BULAŞABİLİYOR
Meksika'da
100'den fazla kişinin ölümüne neden olduğu sanılan domuz
gribinin, dünya genelinde salgın haline gelmesinden endişe
ediliyor. ABD ile Kanada'ya yayılan ve Avrupa ile Avustralya'da
izlerine rastlanan virüs, insandan insana, hapşırık, öksürük ve
hatta ele bulaşması halinde tokalaşma yoluyla bulaşabiliyor.
Meksika'da ortaya çıkan domuz gribi dalga dalga dünyaya
yayılıyor. Dünya Sağlık Örgütü domuz gribini 1 ile 6 arasındaki
salgın alarm evreleri sıralamsında 4'e koydu. Şimdiye kadar 1908
kişiye bulaştığı tahmin edilen, 152 kişinin ölümüne neden olan
domuz gribi, ABD'de şüpheli domuz gribi vakalarının kesinleşmesi
halinde alarm düzeyinin 5'e çıkarılmasının gerekebileceğini
bildirildi.
Kaynak;aa.com
www.sufizmveinsan.com
29/04/2009
275-
Çocukların davranışları uykuya bağlı
Yeni
yapılan bir araştırmaya göre, iyi bir gece uykusu çocuklar
arasında hiperaktivite ve kötü davranışlarda bulunma oranını
azaltıyor.
BBC'de yer alan habere göre, araştırmada, az uyuyan çocukların
yorgun görünmedikleri, aksine kötü davranışlarda bulundukları
saptandı. Pediatrics dergisinde yayınlanan ve 7-8 yaşlarındaki
280 çocuk üzerinde yapılan çalışmada, 8 saatten daha az uyuyan
çocukların daha hiperaktif oldukları görüldü.
Uzmanlar, yeterli uykunun sağlıklı çocuklarda davranışları
iyileştirdiğini, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB)
belirtilerinin azaldığını söylüyor. Batı ülkelerinde birçok
yetişkin için kronik uyku yetersizliği büyük bir problem ve bu
sağlıklarını ve günlük yaşamlarını etkiliyor. Araştırma ekibi,
Amerikalı çocukların üçte birinin yeteri kadar uymadıklarını
tahmin ettiklerini belirtiyor.
Araştırma lideri, Dr Juulia Paavonen, "Kısa uyku süresinin ve
uyuma güçlüklerinin DEHB ile ilişkili olduğunu gösterdik.
Çocuklarda uyku periyodu oluşturmak, davranışsal bozukluklarını
önlemede önemli olabilir " dedi.
Kaynak; zaman.com
www.sufizmveinsan.com
30/04/2009
276-
En yaşlı ve uzak gök cismi 23 Nisan'da meydana gelen gama
ışını patlamasıyla tespit edildi
Yıldızın
1 milyon yıl yaşında ve Güneş'in 30 katı büyüklüğünde olduğu
açıklandı. Astronomların, sönen bir yıldızın enerji patlamasını
tespit ettikleri aktarıldı.
Bunun Dünya tarafından şimdiye kadar görülen en yaşlı ve en uzak
gök cismi olduğu belirtildi. NASA'nın Swift uydusu, yüksek güçte
bir radyasyon patlaması olajgn gama ışını patlamasını 23
Nisan'da tespit etti. 10 saniye süren patlamanın kainat henüz
630 milyon yaşındayken olduğu, buraya ulaşmasının 13,1 milyar
ışık yılı aldığı bildirildi. NASA'da çalışan astrofizikçi Neil
Gehrels, yıldızın sönmesinin bir kara deliğin oluşumuna yol
açtığını, yıldızın yaklaşık 1 milyon yıl yaşında ve Güneş'in 30
katı büyüklüğünde olduğunu söyledi
www.sufizmveinsan.com
01/05/2009
277-
Şarkıların kafamıza takılmasının sırrı çözüldü
ABD`li
bilim adamları, melodilerin zihni meşgul etmesinin sebebini
buldu. Dinlenen şarkının beynin işitsel korteksini doldurduğunu
ve parça bitse de beynin uzunca bir süre nağmeyi devam
ettirdiğini belirledi.
Howstuffworks.com isimli sitede yer alan haberde, uzmanlar,
suçlunun earworm (insanın aklına takılıp kalan, devamlı tekrar
eden melodi, şarkı) olduğunu söylüyorlar. Bunun bir çeşit
bilişsel kaşınma ya da beyin kaşınması yaratan duygulardaki
parazitik olduğunu belirtiyorlar.
Bir şarkıyı dinlediğimizde, bu şarkı beynin işitsel korteks
denilen bölümünü tetikliyor. Dartmouth Üniversitesi`nden
araştırmacılar, nesneleri araştırmak için benzer bir şarkının
parçasını çaldıklarında, katılımcıların işitsel korteksinin
otomatik olarak şarkının kalanıyla ya da diğer sözlerle
dolduğunu gördüler. Beyin şarkı sona ertikten uzunca bir süre
sonra bile şarkıyı söylemeye devam ediyor. Bunu bozmanın tek
yolu şarkıyı kafanızda defalarca tekrarlamak. Maalesef,
sivrisinek ısırığı gibi sen ne kadar çok kaşırsan o kadar çok
kafana takılıp kalıyor.Dr. Kellaris, kadınların, müzisyenlerin,
yorgun ve stresli insanların bu kafaya takılmalara daha yatkın
olduklarını söylüyor.
Kaynak;zaman.com
www.sufizmveinsan.com
02/05/2009
278-
1.
Muttaki adam, Allah (z.c.hz)'leri indinde muhteremdir. Facir ise
şaki ve kıymetsizdir.
Ravi: Hz. İbni Ömer (r.anhüma)
Neden
acaba. Lütfen açıklarmısınız?
2.
Ebdallar Şamdadırlar, kırk kişidirler. Biri vefat ettiğinde
Allah teala onun yerine başkasını getirir. Onlar sayesinde
yağmur yağdırılır, düşmanlara karşı galib gelinir ve yine onlar
sayesinde Şam ehlinden azab kaldırılır.
Ravi: Hz. Ali
(r.a.)
Hadisi şerifi nasıl
değerlendiriyorsunuz. Kalplerinin İbrahim nebinin ki gibi olması
ne anlama gelir. Bu ifade mecazimidir. Bir Ebdalın vefatı ile
yerien bir başkasının geçmesi, onların velayet ordusunda görevli
olduğuna mı işarettir?
3.
Hz. Ebû Hüreyre'den (rivayet edildiğine göre) Rasûlullah
(s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
Her kim zehirli
kertenkeleyi bir vuruşta öldürürse ona şu ve şu kadar sevap
vardır. Kim de onu ikinci vuruşta öldürürse ona birinciden
aşağı olmak üzere şu ve şu kadar sevap vardır. Kim üçüncü
vuruşta öldürürse ona da ikinciden aşağı olmak üzere şu ve şu
kadar sevap vardır. (5263 - Müslim, selam 146; Tirmizî, sayd 12;
Ahmed b. Hanbel, I, 420, II, 355.)
Neden
bir kertenkelenin öldürülmesi orantılı bir şekilde sevap
kazanılmasına yol açıyor?
4.
His gözüyle görmenin faydası nedir?
İnsan
uykuda dahi olsa idrak ederek bir noktaya varabilir mi?
Siz hayal gözüne mi, his gözüne mi sahip olmak ister diniz?
www.sufizmveinsan.com
03/05/2009
279-Çörekotu, bağışıklığı
güçlendiriyor
Çörekotu,
bağışıklık sistemini güçlendirerek, hastalıklara karşı vücudun
korunmasına yardımcı oluyor.
Uzmanlar, çörekotunun bağışıklığı güçlendirmek için vazgeçilmez
bir bitki olduğunu vurguluyor. Konya Numune Hastanesi Radyoloji
Uzmanı Dr. Mehmet Kılınç, uzun süreli çörekotu kullanımının ilaç
tedavisi ihtiyacını azaltıcı etkiye sahip olduğunu dile
getiriyor. Bir çay kaşığı kadar çörekotu, kahve veya karabiber
değirmeni yardımıyla un ya da kepek iriliğinde öğütülür.
Bekletilirse açığa çıkan aromatik yağ asitleri uçup kaybolur.
Erken doğum ihtimalini artırdığı için hamile bayanlar dikkatli
olmalıdır. Çörekotu yağına sabah akşam birer çay kaşığı olmak
üzere günde iki çay kaşığı ile başlanır. Dört ile altı ay arası
süre devam edilir.
Kaynak;aa.com.tr
www.sufizmveinsan.com
07/05/20
280-Robot
teleskoplar uzaydaki gözümüz olacak
Gökbilimciler
yeni asteroidleri keşfetmek için teleskoplarını gökyüzüne
doğrulttular. Şimdi ölmüş uzay kayalarına karşı tek savunmamız
makineler yani robotlar.
BBC Focus dergisinde yer alan habere göre, asteroidleri bulmak
için birçok gözlemleme cihazı kullanılıyor. Colorado'daki
Güneybatı Araştırma Enstitüsü'nden Dan Durda, "Yeni keşiflerin
büyük çoğunluğu otomatik tetkiklerin maiyetinden geliyor" dedi.
Robot gözlemevlerinin en üretkenlerinden biri de Kataline Gök
Taraması'dır. Bu Arizona'daki Lemmon ve Bigelow dağları ile
Avustralya'daki Siding Spring'deki 3 teleskoptan oluşan bir
ağdır. Her gece teleskoplar, büyük bir grafik oluşturmak için
gökyüzünü 4 bin kez tarıyor. Bilgisayar yazılımı yeni
görüntüleri önceki gece çekilenlerle karşılaştırıyor. Herhangi
bir farklılık, gökbilimci tarafından analiz için kaydediliyor.
Bunun gibi robot gözlemler, oldukça gerekli. Çapı 1 km ya da
daha fazla olan büyük astereoidlerin çoğu zaten bulundu. Şimdi
ise gökbilimciler, daha küçük kayaları (çapı 140 ile 1 km
arasında olan) arıyorlar.
Kaynak;aa.com.tr
www.sufizmveinsan.com
08/05/2009
281-Alkol,
sigara ve kafein beyni böyle öldürüyor
Amerikalı
uzmanlar beynin üç düşmanının MR`ını çekti: Kafein, niktotin ve
alkol sağlıklı beyni öldürüyor, hafızayı zayıflatıyor,
refleksleri yokediyor.
Normal: Görüntü, beyin aktivitesinin damaktan görünüşünü
yansıtıyor. Pürüzsüz yüzey beyinde kan dolaşımının sağlıklı
olduğuna işaret ediyor.
Alkol: Fazla alkol tüketmek beyin damarlarının tıkanmasına ve
hücrelerin yavaş yavaş ölmesine neden olur. Ön lobdaki siyah
lekeler karar verme yeteneğinin zayıflamasına, refleksleri
kontrol edememeye ve yüksek depresyon riskine işaret ediyor.
Orta kısımdaki lekeler dil, müzik yeteneklerini ve hafızayla ruh
durumunu olumsuz etkiliyor. Dengesiz davranışlara neden oluyor.
Kafein ve sigara: Beyindeki damarların daralmasına yol açıyor.
Etkisi uyuşturucu ve alkolden de kötü oluyor. Beynin ön lobunda
görülen siyah noktalar kişiyi depresyona karşı savunmasız
kılıyor. Orta kısımlardaki siyah noktalar zayıf hafızanın
habercisi. Kitap, günde 3 fincandan fazla kahveden uzak durmayı
tavsiye ediyor.
Alzheimer: Alzheimer yüzünden ortaya çıkan plak tabakası beyinde
bir çeşit kısa devreye yol açıyor. Özellikle beynin ön kısmı
tarafından kontrol edilen konuşma ve hafıza olumsuz etkileniyor.
Kaynak;aa.com.tr
www.sufizmveinsan.com
09/05/2009
282-
Anaların eli her gün öpülür
Günümüzde
Batılı ülkelerde ve Türkiye'de sadece bir güne indirgenen
Anneler Günü, İslam'da her zaman kutlanması gereken, anneye
değer verilmemesi halinde müeyyidesi bulunan ilahi bir emir
olarak karşımıza çıkıyor.
“ONLARA ÖF BİLE DEME”
Kur'an-ı Kerim'de anne ve babanın önemi şu şekilde anlatılıyor:
“Rabbin ondan başkasına ibadet etmemenizi ve anne babaya iyilik
etmenizi emretmiştir. İkisinden birisi yahut her ikisi senin
yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara öf bile deme;
onları azarlama onlara güzel söz söyle; onlara rahmet ve şefkat
dolu tevazu kanadını ger. Onlara alçak gönüllü ve şefkatli
davran ve onlar hakkında dua edip şöyle de: Ey Rabbim, bunlar
küçükken beni nasıl yetiştirip büyüttülerse, sen de onlara
merhamet et, acı.” (İsra Suresi, ayet 23-24)
“BANA VE ANA BABANA ŞÜKRET”
Yine Allah-u Teala Lokman Sûresi'nin 14. ayetinde şöyle
buyuruyor: “Biz insana anne ve babasını tavsiye ettik. Anası onu
zayıflık üstüne zayıflık çekerek karnında taşımıştır. Onun
(memeden) ayrılması da iki yıl içinde olmuştur. Onun için biz
insana ‘Bana ve ana babana şükret. Dönüş banadır' diye öğüt
verdik.”
“CENNET ANNELERİN AYAĞI ALTINDADIR”
Kur'an-ı Kerim'de anneler için geçen bu ayetlerin yanında
“Cennet annelerin ayağı altındadır” diyen Peygamber Efendimiz
de, anne ve babalarına iyilik yapanların ancak cenneti
kazanabileceğini buyurmuştur. Peygamberimiz (s.a.v), kendisine
“Anne babanın evlatları boynundaki hakkı nedir?” diye soran bir
kişiye “Onlar senin cennet ve cehennemindir” şeklinde cevap
vererek, anne ve babanın gönlünün hoş tutulması ve onlara iyilik
yapılması gerektiğini emretmişti. Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in
annelere değer verilmesi konusunda sayısız hadis-i şerif'i
bulunuyor.
Kaynak;habervaktim.com.tr
www.sufizmveinsan.com
10/05/2009
283-
Bugün Anneler Günü..
Güneşin
alası çok
Her evin çilesi çok
Analar çeker yükü
Kimsenin bilesi yok.
Çocuğa bakar anne
Evine tapar anne
Gece gündüz çalışır
Yarını yapar anne.
Anamız başımızda
Her öğün aşımızda
Ananın emeği var
Her iyi işimizde...
Gelin çiçek derelim
Yollarına serelim
Sevgi dolu türkülerle
Annemize verelim.
Kaynak;
Muammer Sun'un Türküsü
284-
İşte dünyanın en iri cevizleri
Kahramanmaraş
Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet
Sütyemez tarafından 3 yıldır devam eden çalışmalar sonunda 2
ceviz türü tescillenerek milli çeşit listesine girdi.
'Sütyemez 1' adı verilen çeşit, dünyada tescillenen en iri ceviz
olma özelliği taşıyor. Sütyemez, yapılan inceleme sonunda, 'Sütyemez
1' ve 'Maraş 18' adlı ceviz çeşitlerinin Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı tarafından tescil edildiğini, ayrıca, Türk ve dünya
ceviz üreticilerine sunulmak üzere milli listeye alındığını
belirtti.
Kaynak;zaman.com.tr
www.sufizmveinsan.com
12/05/2009
285 -
BİR ÖKSÜRÜK
YA DA HAPŞIRIK = 20 BİN VİRÜS
Bir
öksürük ya da hapşırık ile etrafa 20 bin virüs saçılıyor.
Singapur Ulusal Üniversitesi Hastanesi Mikrobiyoloji Bölümünde
çalışan uzman doktor Julian Tang, ortalama bir öksürükle
yaklaşık 3 bin zerre ile bu zerreciklerde bulunan yaklaşık 20
bin virüsün etrafa yayıldığını ve bu rakamın, özellikle aşı
yaptırmamış çok sayıda kişiyi hasta edebilecek güçte olduğunu
söyledi.
Tang, bu zerreciklerin başka kişilere bulaşacak kadar havada
kaldığını, grip virüsü taşıyan daha büyük zerrelerin ise
diğerlerine nazaran daha hızlı yere düştüğünü ve böylece havadan
bulaşma tehlikesinin ortadan kalktığını söyledi.
Gribin havadan kapılması durumunda çoğu zaman bunun bir metrelik
mesafeden kapıldığını, bazı durumlarda da virüs taşıyan bazı
objelere dokunmak yoluyla hastalığın bulaşabileceğini belirten
Tang, ''Maske takmak, öksürürken ya da hapşırırken ağzı mendil
ya da kolla kapatmak virüslerin etrafa yayılmasını
önleyecektir'' diye konuştu.
Kaynak;aa.com.tr
www.sufizmveinsan.com
13/05/2009
286 -Hayal
kurun sorunlarınızı daha kolay çözün
Hayal
kurmak, beyni harekete geçirerek karmaşık sorunların çözülmesini
sağlayabiliyor
Kanada`daki bilim adamlarının yaptığı araştırma, hayal kurmanın
beynin birçok bölümünün işlevini artırdığını ortaya koydu. Ancak
araştırmanın en ilginç yanı, bir kişi düşüncelere daldığında,
beynin karmaşık sorunların çözülmesini sağlayan bölümlerinin
işlevinin yoğun şekilde arttığını göstermesi. Bugüne dek bu
bölümlerin karmaşık sorunlar karşısında yavaşladığı sanılıyordu.
Araştırmaya imza atanlardan Profesör Kalina Christoff, hayal
kurarken, bir işe olduğu kadar yoğunlaşılmasa da beynin birçok
merkezine başvurulduğunu belirtti.
Bilim adamı, insanların zamanın üçte birini hayal kurarak
geçirdiğini belirterek, bilimin, hayatın bu büyük bölümünü
gözardı ettiğine dikkati çekti.
Kaynak;aa.com.tr
www.sufizmveinsan.com
14/05/2009
287 -Ağız
kokusuna birebir
Yaz
aylarının vazgeçilmez meyvesi çileğin faydaları saymakla
bitmiyor. Rengi kokusu ve tadı ile en sevilen meyvelerden biri
olan çileğin faydaları da epeyce çok. Çilekte bol miktarda
fosfor ve demir bulunuyor. Bunun yanında B, C ve K vitamini
açısından da bir hayli zengin.
Vücuda kuvvet verir, damar tıkanıklığını önler ve kolesterolü
düşürür.
Çok iyi bir antioksidan olması sebebiyle bağışıklık sistemini
güçlendirir.
Kansere karşı koruyucu özelliği vardır ve sindirim sisteminin
düzenli çalışmasını sağlar.
Bağırsak kurtlarının dökülmesini yardımcı olur, kanız temizler,
vücuttan zararlı maddeleri uzaklaştırır.
Diş etlerini güçlendirir, ağız kokusunu giderir.
Sakinleştirici etkiye sahiptir, stresi azaltır, tansiyonu
düşürür, ateşi düşürür.
Romatizma ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi gelir.
Cildi nemlendirip taze bir görünüm kazandırır, güzellik katar
cilde.
Vücutta biriken zehirli maddeleri dışarı atar, damar sertliği ve
böbrekteki kum taş gibi rahatsızlıkları önler ve zamanla
bunların geçmesini sağlar.
Kaynak;aa.com.tr
www.sufizmveinsan.com
17/05/2009
288 -Sigara,
savunma sistemini felç ediyor
Sigaranın,
solunum sisteminde akciğerlere mikrop, virüs, bakteri girişini
engelleyen 'slia'ları çalışamaz hale getirdiği bildirildi.
Slialar, süpürge vazifesi görüyor ve vücuda giren zararlı
zerrecikleri dışarıya atıyor.
4 binden fazla zehir ve 50'den fazla kanserojen madde içeren
sigara dumanı ise sliaların genetiğini bozuyor. Böylece zararlı
maddeler önce akciğere, oradan da diğer organlara yayılıp asılı
vaziyette kalıyor. Bu mikroplardan kurtulmak isteyen bağışıklık
sistemi devamlı çalışmak durumunda kalıyor ve vücudun yükü
artınca da direnci azalıyor ve yorgun düşüyor.
İzmir Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve
Araştırma Hastanesi Sigara Bırakma Polikliniği'nden Dr. Ersin
Çevikalp, bazı insanların sigara içince teselli bulduğunu,
onunla dertleştiğini sandıklarını vurguladı. Birçok kişinin de
boşluk doldurmak için sigara içtiğini ifade eden Dr. Çevikalp,
bağımlılık durumundaki bu kişilerin sigarayı bıraktığında
boşlukta kalacağı endişesiyle sıkıntı yaşadıklarını, bunalıma
girdiklerini kaydetti.
Kaynak;zaman.com.tr
www.sufizmveinsan.com
18/05/2009
289 -
Hazır gıdalardaki fruktoz aşırı kilo aldırıyor
Vücudumuza
fazla miktarda aldığımız şekerler, aşırı kiloya, şişmanlık ise
kalp damar hastalıkları, diyabet, böbrek yetmezliği gibi kronik
sağlık sorunlarına zemin hazırlıyor. Şeker türleri içinde
özellikle fruktoz, ihtiyaçtan fazla tüketiliyor. Fruktoz,
bisküvi, çikolata, şekerleme gibi birçok hazır gıda ürününde,
tatlı, baklava, helva, gazlı ve meyveli içeceklerde yer alıyor.
Prof. Dr. Mübeccel Demirkol ve Prof. Dr. Kenan Demirkol IX.
Uluslararası Katılımlı Beslenme ve Metabolizma Kongresi'nde
yaptıkları sunumda şekerlerin vücuda etkilerini, sebep olduğu
hastalıkları anlattılar. Buna göre, basit şeker ya da glisemik
endeksi yüksek karbonhidratlar ince bağırsaktan emildiğinde,
glikoz veya fruktoz karaciğere taşınır. Kandaki glikoz miktarına
eşdeğer oranda insülin salgılanır. Glikoz insülin aracılığı ile
kas ya da karaciğer hücresine sokulur ve burada glikojene
dönüşür. İnsan vücudunda toplam 120 gram kadar glikojen deposu
var. Bu depo dolunca glikoz yağ hücresinde trigliseride
dönüştürülür. Sürekli çok miktarda glikozun hücre içine
sokulmaya çalışılması sonucu hücrelerde zamanla direnç gelişir.
Buna insülin direnci denir. İnsülin direnci arttıkça daha fazla
insülin salgılanır. Bunun sonucunda kendini doyuramama hissi ve
uzun süre devam etmesi halinde bir tükenme fenomeni olan Tip II
diyabet gelişir.
İster rafine şeker, isterse mısır şurubu kaynaklı olsun ince
bağırsaktan emilen fruktoz karaciğere varır. Fruktozun insülin
salgılatıcı etkisi yoktur; çünkü vücuttaki kullanımı için
insüline gereksinim duymaz. Değişik süreçler için çok az
kullanılan fruktozun geri kalanı trigliserid denen yağlara
dönüşür. Fruktoz tüm şekerler arasında en hızlı yağa
dönüşenidir, böylece kan trigliserid düzeyini çok yükseltir.
Diğer taraftan fruktoz, insülinin glikoza ilgisini azaltarak
insülin direncine, bakır metabolizmasını baskılayarak bakır
eksikliğine böylece kemiklerin zayıflamasına, anemi, bağ dokusu
hasarı, damar hasarı, kısırlık, aritmi, kan kolesterol
yüksekliği ve enfarktüse yol açabilir.
Kaynak; zaman.com.tr
www.sufizmveinsan.com
20/05/2009
290 -
Günde bir dilim ANANAS, bir dilim ELMA ve KİVİ ile form da kalın
Ananas:
Ananasta bulunan enzimler balık, tavuk ve kırmızı etteki
proteinin daha kolay parçalanmasına yardımcı olur. Böylece vücut
aldığı proteinden daha fazla yararlanır. Ananas aynı zamanda
vücudun enerjisini artırarak daha fazla yağ yakılmasına da
yardımcı olur. Günde bir dilim ananas yemenin faydası çok
büyüktür.
Elma: Elmanın
içinde bulunan pektin, tokluk hissi yaratıp uzun süre açlık
hissetmemenizi sağlar. Böylece gereksiz atıştırmalar önlenmiş
olur. Günde bir-iki tane elmayı hiç rahatsızlık duymadan
yiyebilirsiniz.
Kivi: Kivi de
içerdiği yüksek C vitamini sayesinde vücutta depolanan yağların
yakılmasına büyük ölçüde yardımcı olur.
Kaynak;zaman.com.tr
www.sufizmveinsan.com
22/05/2009
291 -
Kalp ve tansiyon hastaları dikkat etmeli
Selçuk
Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Nefroloji
Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Türk, maden
suyunun sağlıklı yaşam için çok büyük yararları olduğunu
bildirdi. Türkiye`deki maden suları ile Avrupa`da su yerine bol
miktarda tüketilen maden suları arasında bazı farklılıklar
olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Türk, şöyle devam etti:
`Türkiye`deki bazı maden sularında yüksek tansiyon ve kalp
hastalarına zararlı olacak şekilde sodyum ve tuz miktarı oldukça
yüksek. Avrupa`da böyle değil. Avrupa`daki mineralli suların
sodyum oranları çok düşük. Sodyum vücuda fazla alındığında kan
basıncını yükseltir. Yüksek tansiyonu olan kişilerin, sodyum
oranı yüksek olan maden sularını kesinlikle tüketmemesi gerekir.
Bu kişiler ve sağlıklı insanlar, Türkiye`de de üretilen sodyum
oranı düşük maden sularını, Avrupa`daki gibi yine su yerine bol
bol tüketilebilir.
Meyve ve sebzelerden alınan mineralin yeterli gelmediği yerde,
mineralli su içilerek bu açık telafi edilebiliyor. İçme suyu
şebekelerinin giderek kirlenmesi şüphesi sebebiyle de özellikle
Avrupa`da her geçen gün mineralli su tüketimi artış gösteriyor.
Avrupa bizim gibi yumuşak su içmiyor. Bu suyun kalbe,
kemiklere, kas yapısına faydası var. Avrupa`da maden suyunun
tercih edilmesinde, bu suyun güzellik ve gençlik verici
özellikte olması da önemli bir etken olarak ortaya çıkıyor.
Maden suyunun içinde, vücudun ihtiyaç duyduğu başlıca mineraller
olan kalsiyum, magnezyum, potasyum, fosfat ve sodyum doğal
olarak bulunuyor.``
Kaynak; aa.com.tr
www.sufizmveinsan.com
23/05/2009
292 -Kan verince ne olur?
KEMİK
iliğinin yağlanması önlenip, kan yapımı canlı tutulur.
GENÇ HÜCRELER dolaşıma katıldığı için, bağışçı daha dinç ve
canlı olur.
KANDAKİ yüksek yağ oranı düşer. Kalp krizi ihtimali yüzde 90
azalır.
BAŞ ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi
rahatsızlıkların giderilmesine çok büyük katkısı olur.
HER kan örneği AIDS, Hepatit-B/C ve Sifiliz yönünden
araştırılıyor.
BAĞIŞÇI kişi kan grubu taramasından ücretsiz olarak yararlanmış
olur.
Kaynak;aa.com.tr
www.sufizmveinsan.com
24/05/2009
293 - Görme
zaafını yok eder, ciğeri temizler
Görme
gücünü koruyup, görme zaafını giderir. Göğsü ve akciğeri
temizler balgam atılmasını kolaylaştırır, balla karıştırılıp
kaynatılırsa göğüs ve kaburga ağrılarını geçirir.
YABANİ KEKİK
Çoğunlukla yüksek, kıraç ve çorak yerlerde yetişirler. Kırmızıya
çalan beyaz renkte çiçekleri vardır. Dalları ıdhır-ı izhir
(batak sazı) dallarına benzer. Onun çiçekleri yuvarlaktır.
YARARLARI
Kekik, eritici ve parçalayıcıdır; donmuş kanı bile eritip,
parçalar.
Kekik şurubu, kışın soğuktan titremeyi önler.
Siğilleri yok eder.
Göğüsü ve akciğeri temizler; balgam atılmasını kolaylaştırır;
balla karıştırılıp kaynatılırsa göğüs ve kaburgaların alt
tarafındaki ağrıları iyi eder ve kurutucu etkisi dolayısıyla kan
tükürmeyi önler.
Yiyeceklere katıldığında, görme gücünü korur ve görme zaafını
giderir.
Hazım (sindirim) için uygundur. Onun şurubu sindirimdeki
bozuklukları (kötü sindirimi) giderir ve iştahı azaltır.
İdrar söktürür; kurtları döker; 2-4 dirhem içilirse, balgami
hıltları temizler; ishal etkisi yapar.
Kaynak;.samanyoluhaber.com.tr
www.sufizmveinsan.com
25/05/2009
294 -Hastalıkta
mevsim geçişlerine dikkat!
Kronik
solunum yolu hastalarıyla, tekrarlayan astımı olan kişilerde
mevsim değişimlerinde hastalık belirtilerinin şiddetlendiği
ifade edildi.
Bursa Prof. Dr. Türkan Akyol Göğüs Hastalıkları Hastanesi
Başhekimi Uzm. Dr. Burhanettin Alkan, "Uzun süreli kronik hava
yolu hastalığına veya müzmin kronik bir akciğer hastalığına
sahip kişiler, terli terli dışarı çıkmamalı, soğuk su içmekten
ve motosiklete binmekten kaçınmalıdırlar." dedi. Tekrarlayan
solunum yolu enfeksiyonlarında grip aşısı yaptırmanın yararlı
olacağını kaydeden Dr. Alkan, nefes darlığı, öksürük, balgam ve
ateş gibi belirtilerin kişinin hastaneye yatmasını mecburi hale
getirebildiğine dikkat çekti. İhmal durumunda gribal bir
enfeksiyon gibi görülen bazı hastalıkların akciğer iltihabına
yol açarak ölüme bile sebep olabildiğine dikkat çeken Dr. Alkan
şöyle konuştu: "Gribin en büyük riski, üst solunum yolundan
yayılan bakteriyel enfeksiyonların zatürre ve bronşite sebep
olmasıdır. Bu nedenle grip hafife alınmamalı, mutlaka bir hekime
başvurulmalıdır. Mevsim geçişlerinde hastalıklardan korunmak ve
vücudun direncini artırmak için bol sıvı almaya özen
gösterilmeli."
Kaynak;.zaman.com.tr
www.sufizmveinsan.com
27/05/2009
295 -Ağız
kokusunu önler, diş ağrısını geçirir
Ağız
kokusunu giderip diş hasarlarını gideren bu bitki aynı zamanda
karaciğere de iyi geliyor.
Ağız kokusu oluşumunu engelleyen kerevizin faydaları saymakla
bitmiyor. Diş ağrısını gideren, şişleri çözen, öksürüğü geçiren
kereviz, karaciğerleri de temizliyor. Dalağı da iyileştiriyor.
Gaz çözücü, gidericidir; tıkanıklıkları açar; terletici ve ağrı
gidericidir. Yabanisi, ekzamalara karşı kullanılır; soğuktan
oluşan çatlaklara karşı iyi gelir. Bostani olanı, ağız kokusunu
giderir.
Semriniyun, siyatikle ilgili bütün hastalıklara yararlıdır.
Kereviz, saraya iyi gelmez. Saralının sarasını tahrik edip,
artmasına sebep olur. Kerfis kökü, dişi ağrıyan kişilerin
boynuna bağlanırsa, dişinin ağrısını giderir.
Bostani türü, göz ağrıları için kullanılır; bütün pomat cinsi
ilaçların terkibine girer. Öksürüğe yararlıdır. Aynı zamanda
astıma, nefes darlığına yararlı olur. Kerfis, göğüsteki yangılı
şişlere tatbik edildiğinde, yararlı olur.
Karaciğere ve dalağa iyi gelir. Her çeşit kerfesin bütün mide
hastalıklarına iyi geldiği söylenmiştir. Kereviz tohumu, vücutta
su toplanmasına karşı iyi gelir. Eğer bostani olan, köküyle
birlikte kaynatılır ve içilirse hayvan sokmasına yararlıdır ve
tiryakların hıltlarındaki kötü etkisine karşı yararlıdır.
Mercimekle beraber kaynatılıp içilirse, zehirin etkisini
kaldırır. Kerfis yenmesi, akrep sokmasına karşı önlemdir.
İdrar söktürür. Gebelerde sakıncalıdır. Böbrek, mesane ve
rahimde bütün kerfes çeşitleri temizleyici ve yıkayıcı rol
oynar. Dağ kerevizi, idrar zoruna iyi gelir.
Kaynak;.zaman.com.tr
www.sufizmveinsan.com
28/05/2009
296 -Günümüz çocukları yeterince oyun oynamıyor
Psikologlar,
çocukların zihinsel gelişimini etkileyen oyunlarla yeterince
oynamadıklarını söylüyorlar.
Temple Üniversitesi'nde görevli araştırmacılar, çocukların
yeterince oyun oynamadıkları konusunda aileleri uyardı. Bunun
küresel ısınma kadar önemli ve ciddi bir konu olduğunu belirten
araştırmacılar, 30'lu yaşlardaki insanların çocuklar kadar hayal
gücüne sahip olmadıklarını, yeni keşifler yapamadıklarını
buldular. Uzmanlar, oyunun 2 değerli çeşidinin olduğunu
belirterek, birincisinin çocukların hayal güçlerinin kuralları
belirlemesine izin verdikleri oyunlar olduğunu söylediler.
İkincisinin ise oynayarak öğrenme modeli olduğunu belirten
araştırmacılar, bu oyun şekli küçük çocuklar için zengin
içerikli keşfe dönüştüğünü açıkladılar. Ayrıca, yetişkinlerin
oyunla çocuklara sanatın, sosyal çalışmaların, psikolojinin
farklı türlerini gösterebieceklerini kaydettiler.
Kaynak;.zaman.com.tr
www.sufizmveinsan.com
29/05/2009
297-
1.
Cennete girecek ilk üç kişi şunlardır: Biri şehit, birisi çoluk
çocuk sahibi ve fakir olduğu halde iffetini muhafaza edip
dilencilik ve yüzsüzlüğe düşmeyen adam, diğeri de Rabbine
ibadeti güzel yapıp efendisinin hakkını da eda eden köledir.
Cehenneme girecek ilk üç kişi ise; Halka musallat olan emir,
Allah'in hakkını eda etmeyen zengin ve gururlu fakirdir.
Ravi: Hz. Ebu Hureyre (r.a.)
2.
Kitab-i evvelde (Levhi
mahfuzda) Allah Teala'nın yazdığı ilk söz şudur: "Muhakkak ki
Ben Allahım. Benden başka ilah yoktur. Rahmetim, gazabımı
geçmiştir. Kim ki, Allah'tan başka ilah olmadığına ve
Muhammed'in ( s.a.v) O'nun kulu ve Resulu olduğuna şehadet
ederse, ona Cennet vardır."
Ravi: Hz. Ibni Abbas (r.anhuma)
3.
Allah teala'nın Levhi Mahfuzda
yazdığı ilk şey şudur: "Bismillahirrahmanirrahim, Kazama teslim
olan ve hükmüme razı olan ve belama da sabredeni kıyamet gününde
sıddıklarla beraber hasrederim."
Ravi: Hz. Ibni Abbas (r.anhuma)
4.
Adem oğlundan amelleri hakkında
ilk konuşturulacak, azalarıdır. Onlar söyle derler: "Izzetin
hakkı için, bana göre bunun büyük helak edici şeyleri var."
Allah da şöyle buyurur: "Ben onları senden daha iyi biliyorum.
Sen haydi git, git. Ben seni affettim."
Ravi: Hz. Ebu Umame (r.a.)
5. Kulun ilk hesap verecek oldugu
sey, abdestidir. Eger abdesti guzel olursa, tipki abdesti gibi
namaz hesabina sira gelir. Eger namaz da guzel olursa, tipki
namazi gibi diger amellerinin hesabina sira gelir.
Ravi: Hz. Ebu Aliye (r.a.)
Yukarıdaki birbirinden değerli 5 Hadisi lütfen yorumlarmısınız?
www.sufizmveinsan.com
29/05/2009
298- Beyin
dalgaları kontrol edilip değiştirilebilir mi?
Beyin
dalgaları, duygu ve ruh durumuna göre kendiliğinden değişirmiş
gibi görünse de o titreşimleri bilinçli ve istediğimiz yönde
kontrol edip değiştirebileceğimiz ve kendimizi istediğimiz duygu
frekansına çekmeyi başarabileceğimiz gibi bir gerçek de mevcut.
Bunu nasıl yapabileceğimiz aslında yine kendi titreşimlerimizin
içinde saklı bir bilgi. Sadece o frekansı duyabilmeyi ve ayırt
etmeyi başaracak bilime ve bilgeliğe ulaşmanın zamanını
kendimizde yakalayabilmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Çoğu zaman
farklı Hz’lerde pek çok titreşimin içinde kayboluyoruz.
Özellikle de 30 Hz civarında dolaşıyor tüm dünya. Yani şiddet,
savaş, bencillik ve paylaşımsızlık frekansında…
Günlük hayatımızda genellikle küçücük şeylere takılıp,
öfkeleniyor, hırslanıyor, kıskanıyor, geriliyor, üzülüyoruz.
Sevgi- sadakat- şefkat- minnet- huzur-neşe gibi duygulara az
kulak veriyoruz nedense…
Beyin dalgalarını istenilen frekansa çekebilmek ve uygun dalga
boyunun titreşimsel ışınımını yakalayarak DNA üzerinde pozitif
değişiklik yaratabilmek…
www.sufizmveinsan.com
02/06/2009
299- Beynin en mükemmel hali
Henüz
30 yaşındasınız ve 5 dakika önce elinizde olan anahtarı nereye
koyduğunuzu hatırlamıyor musunuz? Kendinizi genç
hissedebilirsiniz, ama beyniniz çoktan yaşlanmaya başladı bile.
ABD'de Virginia Üniversitesi tarafından yapılan ve sağlıkla
ilgili bir internet sitesinde yayımlanan bir araştırmaya göre,
en fonksiyonel ve mükemmel haline 22 yaşında ulaşan insan beyni,
27 yaşından itibaren “düşüşe geçmeye” başlıyor.
Nöroloji Uzmanı Dr. Behiye Mungan, hafızayı korumayı sağlayacak
çok belirgin bir formül olmamakla birlikte, kişinin
olabildiğince uzun süre aktif kalmasının beyin fonksiyonları
açısından da yararlı olduğunu belirtti.
İnsan beyninin aktif kalmasında çevreden aldığı sinyallerin
etkili olduğuna işaret eden Dr. Mungan, belli bir yaş grubu
üzerindeki kişilerin ya da Alzheimer hastalığının ilk evresinde
olanların, “uzun süre işe yarar kalmalarının” bazı
fonksiyonların kaybını geciktirdiğini söyledi.
Dr. Mungan, fazla televizyon izlemenin beyin üzerinde olumsuz
etki yapıp yapmadığına yönelik bir soruya ise şu yanıtı verdi:
“Bu, çok göreceli bir durum. Ben bazı kişilere, özellikle
kadınlara televizyon dizilerini, oradaki olayların akışını
izlemelerini öneriyorum. Televizyon izlemek bazı insanlar için
gerileme olabileceği gibi, bazı insanlar için de bulundukları
yerden daha ileri bir noktayı temsil eder. Köylerde konuşmayan,
fiziksel aktivite dışında hiç bir şey yapmayan kadınlar var. Bir
dizideki olay örgüsü, bu kişiler için bir algısal uyarıcı
niteliği taşır.”
Dr. Mungan, küçük egzersizler, bulmacalarla beyni her zaman
canlı tutmaya çalışmak gerektiğini kaydetti.
Kaynak;hurriyet.com
www.sufizmveinsan.com
03/06/2009
300- Aspirin
yerine
kiraz
Kiraz
yemek ağrıların dindirilmesinde aspirinden çok daha etkili
oluyor. Michigan eyaletinde yaşayanlar, bu yörede çok
yetiştiğinden, bol bol kiraz yiyorlar. Kimileri bu meyvenin gut
ve mafsal iltihabından kaynaklanan ağrılara birebir olduğunu
ileri sürüyor. Michigan Eyalet Üniversitesi'nden Muraleedharan
Nair kirazda bulunan ve ''antosiyanin'' olarak bilinen kırmızı
renkteki kimyasalların bu etkiyi yaratabileceğine dikkat
çekiyor. Nair ve ekibi genelde uygulanana deneylerden
yararlanarak söz konusu belişimlerin aspirin ve ibuprofen gibi
ağrı kesicilerde bulunan enzimleri içerip içermediğini
araştırdı. Ardından kimyasalların serbest radikallerin zararlı
etkilerini yok edici özelliklerini inceleyerek bunları
vitaminlerle karşılaştırdı. Sonuçta, 20 kirazda 12-25 miligram
arasında antosiyanin bulunduğu ve bu maddenin ağrı kesici
etkisinin aspirinden on kat daha fazla olduğu görüldü. Kirazda
bulunan antosiyanin maddesinin E ve Ca vitaminlerine benzer
antioksidan etkiler yarattığına da tanık olundu. Nair'e göre,
günde 20 kiraz yemek bir aspirin almakla özdeş etki yaratıyor.
Nair kirazdaki antosiyaninin tablete dönüştürülmesine çalışıyor.
www.sufizmveinsan.com
04/06/2009
|